“Yorgunluk Almak” Ne Demek? Tarihten Bilime Uzanan Doğal Bir Kavramın İzinde Gündelik Dilin İnce Ayarı: “Almak” ve “Atmak” Yorgunluk almak ifadesi, konuşma dilinde çoğu zaman “yorgunluğu gidermek, hafifletmek” anlamında kullanılır; yakın akrabası olan “yorgunluk atmak” ise sözlüklere “dinlenmek, istirahat etmek; huzur bulmak” diye geçmiştir. Bu kullanım, dinlenme ve dinginleşme yönüne işaret eder: yorgunluk “atılır” ya da kısmen “alınır”, yani beden ve zihin üzerindeki yük hafifler. Deyimler sözlüklerinde “yorgunluk atmak”ın “dinlenmek” ve “iyi bir haberle huzura ermek” biçiminde açıklanması da bu sezgiyi doğrular. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Hikâyenin Kökleri: Yorgunluğun Tarihsel Arka Planı Modern anlamıyla yorgunluk tartışmaları, 19. yüzyılda “sinirsel tükenmişlik” (nevrasteni) teşhisiyle ivme…
Yorum BırakSıcacık Fikir Evi Yazılar
Kamulaştırma Nasıl Kesinleşir? Bir Ailenin Toprakla İmtihanı Bazı hikâyeler vardır, bir arazi parçasından çok daha fazlasını anlatır. Mülkiyet değil, geçmiş, emek, hatıra ve gelecek iç içe geçer. Bugün sizlere, kamulaştırmanın sadece hukuki bir süreç değil; aynı zamanda bir ailenin duygusal yolculuğu, stratejik adımların ve empatik kararların kesişim noktası olduğunu anlatan bir hikâye getirdim. Belki sizin hikâyeniz de buna benzer… 1. Bölüm: Toprakla Büyüyen Hayat Ali, dedesinden kalan geniş tarlada sabahın ilk ışıklarıyla çalışmaya alışkındı. “Toprak insanın kimliğidir,” derdi hep. Yanında eşi Elif vardı; o, toprakta büyümemişti ama bu arazinin Ali için ne ifade ettiğini her geçen gün daha iyi anlıyordu.…
Yorum BırakKameraman Nasıl Yazılır? – Dilimizin Kadrajına Sığan Bir Meslek Adının Hikâyesi Bir kelimeye gönül vermek tuhaf bir şey; sanki yıllardır izini sürdüğün bir sahneyi nihayet doğru ışıkta yakalamak gibi. Bugün seninle, setlerin görünmez kahramanını değil, o kahramanın adını konuşacağız. Evet, “kameraman” nasıl yazılır? Bu sorunun cevabı sadece imlâ değil; köken, kültür ve geleceğin meslek haritasına uzanan bir yolculuk. Kısa cevap: Doğru yazım kameraman (bitişik, küçük harfle). Yanlış: kamerman, kamera man, kameramen. Sıcak Bir Giriş: Arkadaş Masasında Başlayan Sohbet Bir akşamüstü, arkadaşlarla kahvelerimizi yudumlarken “Kameraman nasıl yazılır?” sorusu masaya düştü. İçimizden biri “Kameramen mi, kameraman mı?” diye sordu; diğeri “Belki de…
Yorum BırakHeybetli Adam Ne Demek? Siyaset Bilimi Perspektifinden Gücün Beden Dili Bir siyaset bilimci olarak, toplumların gücü nasıl gördüklerini, kimde topladıklarını ve bu gücü hangi sembollerle meşrulaştırdıklarını anlamak her zaman büyüleyici olmuştur. “Heybetli adam” ifadesi, yalnızca fiziksel bir tanımlama değildir; aynı zamanda iktidarın görünür yüzünü, otoritenin bedensel temsilini ve toplumların “güven duyduğu figür” arayışını içinde barındırır. Peki, gerçekten heybetli adam ne demektir? Bu kavramın ardında hangi güç ilişkileri, ideolojik kodlar ve toplumsal beklentiler gizlidir? İktidarın Bedende Cisimleşmesi Siyaset bilimi açısından bakıldığında, iktidar soyut bir kavram olmasına rağmen toplumlar onu somutlaştırmak ister. “Heybetli adam” bu somutlaştırmanın klasik örneklerinden biridir. Güç, otorite ve…
Yorum BırakGül Bir Çiçek mi? Tarihin Kokusunda Saklı Bir Sembolün İzinde Bir tarihçi olarak bazen en basit soruların bizi en derin düşüncelere götürdüğünü fark ederim. “Gül bir çiçek mi?” sorusu da bunlardan biridir. İlk bakışta biyolojik bir tanım gibi görünür: evet, gül bir çiçektir. Ama biraz daha derin kazdığımızda, bu sorunun arkasında medeniyetin hafızası, inancın dili ve toplumsal sembollerin tarihi yatar. Çünkü gül, yalnızca doğada açan bir bitki değildir; o, imparatorlukların mührü, aşkın metaforu, inancın simgesi ve güzelliğin evrensel ifadesidir. Gülün hikâyesi, aslında insanlığın kendini anlatma biçimlerinden biridir. Antik Çağlardan Günümüze: Gülün Tarihsel Kökeni Gülün ilk izleri, binlerce yıl öncesine, Mezopotamya’nın…
Yorum BırakGözlem ve Deney Eş Anlamlı mı? Toplumsal Gerçekliğe Sosyolojik Bir Bakış Toplumsal yapılarla bireylerin etkileşimini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, her insanın kendi sosyal laboratuvarında yaşadığını söyleyebilirim. Her gün gözlem yaparız — sokakta yürürken, iş yerinde konuşurken, sosyal medyada gezinirken. Ancak deney, bu gözlemlerin bir adım ötesine geçer: toplumsal koşulları değiştirip sonuçlarını anlamaya çalışır. Peki, gözlem ve deney gerçekten eş anlamlı mı? Yoksa biri dünyayı olduğu gibi görürken, diğeri onu değiştirmeye mi çalışır? Bu sorunun yanıtı, toplumun nasıl işlediğini, bireylerin rollerini nasıl öğrendiğini ve kültürel pratiklerin nasıl aktarıldığını anlamamız açısından kritik önemdedir. Gözlem: Toplumsal Gerçekliğin Sessiz Tanığı Sosyolojide gözlem, toplumun…
Yorum BırakDiyet ile Rejim Arasındaki Fark Nedir? Geleceğin Sağlık Algısına Dair Bir Yolculuk Gelecekte insan sağlığı nasıl şekillenecek? Beslenme alışkanlıklarımız yalnızca fiziksel formumuzu değil, zihinsel gücümüzü, sosyal ilişkilerimizi ve hatta toplumsal düzeni nasıl etkileyecek? Bu sorular, modern çağın en önemli meselelerinden birine ışık tutuyor: “Diyet” ve “rejim” kavramları… Sıklıkla birbirinin yerine kullanılan bu iki kavram, aslında derin anlam farklılıkları taşıyor. Ve bu farklılık, gelecekte sağlıklı yaşam anlayışımızı kökten değiştirebilir. Diyet Nedir? Kısa Vadeli Hedeflerin Ötesinde Bir Seçim “Diyet” kelimesi, köken olarak Yunanca diaita yani “yaşam tarzı” anlamına gelir. Günümüzde ise genellikle kilo vermek veya belirli bir sağlık hedefini gerçekleştirmek amacıyla uygulanan…
Yorum Bırak375 Sayılı KHK İptal Edildi mi? Gerçekler, Hikâyeler ve Geleceğe Bakış Bir kafede dostlarla otururken ya da sosyal medyada haberleri takip ederken kulağımıza sıkça çalınan bir soru var: “375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname iptal edildi mi?”. Bu soru artık yalnızca hukuki bir merak olmaktan çıktı; kamu çalışanlarından memurlara, akademisyenlerden işten çıkarılanlara kadar birçok insan için hayati bir mesele haline geldi. Gelin bu önemli konuyu birlikte, verilerle ve gerçek hikâyelerle harmanlayarak ele alalım. 375 Sayılı KHK Nedir? Temelden Başlayalım 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK), ilk olarak 1989 yılında yürürlüğe girdi ve zaman içinde birçok değişikliğe uğradı. Temel amacı, kamu görevlilerinin…
Yorum BırakGurme Nedir, Ne İş Yapar? Tatların Dili Üzerine Edebi Bir Yolculuk Kelimelerle yapılan her yolculuk, bir damak tadı gibidir. Her cümle, bir yudum koku, bir parça tat, bir anı çağırır. Edebiyatçılar için dil, yalnızca anlam taşıyan bir araç değil; duyguların ve sezgilerin piştiği bir mutfaktır. İşte tam da bu noktada “gurme” kelimesiyle karşılaşırız: tadı bilen, duyguyu çözen, yaşamı dilin ve duyuların potasında yoğuran kişi. Bir gurme, aslında bir kelime ustasının kardeşidir. Çünkü her ikisi de duyusal deneyimi anlamın sınırlarına taşır. Gurmelik: Tatların Edebiyatı Gurme kelimesi, Fransızca “gourmet”den gelir; seçkin zevklere sahip, tatların ardındaki hikâyeyi kavrayan kişi anlamını taşır. Ama edebiyat…
Yorum BırakGuguklu Saat Var mı? Zamanı Öğreten Bir Nesnenin Pedagojik Yolculuğu Bir eğitimci olarak her zaman inanırım: öğrenme, sadece bilgi edinmek değil, zamanı ve hayatı anlamlandırmaktır. Öğrenmenin dönüştürücü gücü, bir öğrencinin gözlerinde “anladım” anını yakaladığınızda hissedilir. İşte tam da bu yüzden, bir guguklu saat gibi, her saat başı yeniden hatırlatır bize zamanı; sabırla, düzenle ve merakla. “Guguklu saat var mı?” sorusu, ilk bakışta basit bir merak gibi görünse de aslında derin bir pedagojik çağrıdır: Zamanın farkında mıyız? Öğrenmeyi zamana yayabiliyor muyuz? Yoksa öğrenmeyi de çağımızın hızına kurban mı ediyoruz? Öğrenme Sürecinde Zamanın Rolü Eğitimde zaman, tıpkı bir guguklu saatin iç mekanizması…
Yorum Bırak